Resim Kevin Phillips tarafından Pixabay'a yüklendi

WordPress ile Ücretsiz Blog Sitesi Açma

WordPress, bugün tüm blogların %50’sinden fazlasının alt yapısını sağlayan, günümüzün en basit ve en güçlü blog platformudur. İçerik yönetimi görevini herkes için kolaylaştırır. Bu yazıda WordPress (CMS) kullanarak nasıl bir blog sitesi sahibi olabileceğinizi en ince ayrıntısına kadar anlatacağız.

İçerik yönetim sistemi nedir? Geçmişte bir web sitesi oluşturmak, her sayfa için yeni bir .html dosyası oluşturmak anlamına geliyordu: ya ham HTML kodunda ya da bir çeşit web sitesi tasarımcısı uygulamasında, bir noktada kendiniz biraz HTML öğreniyordunuz. Ancak, yazmak istediğiniz her yeni yazı için bir HTML dosyasının tamamını yazmak oldukça yorucudur ve her yeni bir yazı yazdığınız zaman, yeni sayfanızın bağlantılarıyla her sayfada kenar çubuğunu güncellemeniz gerekir, gerçekten zordu.

Çok küçük sitelerin ötesinde, diğer siteler için online yönetime ihtiyaç duyuluyordu. Bu, WordPress gibi bir içerik yönetim sisteminin (CMS) ihtiyaç duyulduğu yerdi.

1. Giriş

WordPress, dinamik olarak yeni HTML dosyaları oluşturabilir. WordPress ayrıca, yazılarınızı otomatik olarak birbirine bağlar. WordPress, indirebileceğiniz HTML tema şablonları ile çalıştığı için tek bir HTML kodu yazmak zorunda kalmazsınız. Yapmanız gereken tek şey, gerçek içeriği yazmak ve resimlerinizi yüklemek. WordPress, sitenin kodlamasını yapar, sadece içeriği sağlarsınız. Bu, bir web sitesi (blog) dünyasını dışarı açan şablon ve içerik ayrımıdır.

1.1. Neden WordPress?

Her ne kadar WordPress, blog tarzı bir site oluşturmak için kullanılsa da, iş şeklinize kolayca uyarlanabilir ve eksiksiz bir online alışveriş sitesi bile kurulabilir.
WordPress'i incelerken, aklınıza gelebilecek her türden web sitesi açmak için bir WordPress eklentisi olduğunu göreceksiniz.

Ancak WordPress sadece CMS değildir, neden WordPress'i seçmelisiniz? Cevap basit:

  • Zengin özelliklere sahiptir, bu nedenle temel kurulumda istediğiniz her şeye sahip olabilirsiniz. Belirli gereksinimleriniz için bir şey lazımda, büyük olasılıkla bunun için bir eklenti vardır. Sonuç olarak, hiçbir şeyi kodlamanıza gerek yoktur.
  • WordPress 2003 yılında oluşturuldu, şu ana kadar çok uzun bir yayın hayatı oldu ve aktif gelişim içinde olmaya devam ediyor. Bu, yeni bir beta çalışma değil, yazılımı açık kaynaklı ve inanılmaz derecede kararlı.
  • Güvenlidir; yazılım veya işletim sisteminin herhangi bir parçasında olduğu gibi, yıllar içinde birkaç ciddi korsan saldırısına maruz kalmıştır, ancak geliştiriciler hızlı bir şekilde bunlara cevap vermiştir. En yeni sürümler, yeni bir sürüm mevcut olduğunda öne çıkan uyarıları içerir. Blogunuzu düzenli olarak kontrol ettiğiniz ve gerektiğinde güncellediğiniz sürece, blogunuzun saldırıya uğraması konusunda çok az ihtimal olur.

Hala ikna olmadınız mı?

  • Kurulumu inanılmaz derecede kolaydır.
  • İşlevsellik eklemek için binlerce eklenti vardır.
  • Anında portföy ve fotoğraf odaklı siteler için resim ve medya yönetimine sahiptir.
  • Temel işlevsellik için basit kodlama alanı sağlar, bu, acemi programcıların bloglarını basit kod düzeyinde özelleştirmelerini kolaylaştırır.

1.2. WordPress.org ve WordPress.com arasındaki fark nedir?

Birçok kişi, WordPress.com ve WordPress.org arasındaki fark konusunda anlaşılır bir cevap verememektedir. Bu yüzden, başlamadan önce bu konudan biraz bahsedelim.

WordPress.com, sizin için WordPress'in kendi sunucularında barındırılan ücretsiz bir blog oluşturacaktır. Yeni başlayanlar için en uygun olanıdır. Dosyalar veya veritabanlarını yapılandırmak için endişelenmenize gerek yoktur ve her şey sizin için halledilir. WordPress.com blog, Blogspot veya Tumblr gibi başka bir çevrimiçi blog hizmetine benzer. Bu, WordPress ile başlamanın en kolay yoludur, ancak kullanabileceğiniz eklentiler ve temalarda çok kısıtlayıcıdır. Temel olarak önceden seçilmiş stiller ve onaylanmış eklentilerden oluşan sınırlı bir katalog arasından seçim yapabilirsiniz.

Öte yandan WordPress.org, WordPress sistemini indirip kendi sunucunuza yükleyebileceğiniz sistemdir. PHP'yi çalıştırabilecek bir sunucuya ve MySQL tabanlı bir veritabanına ihtiyacınız olacaktır. Kendinden barındırılan bir blog kurmak biraz daha zordur, fakat daha fazla özgürlüğe sahip olursunuz ve başlangıç seviyesindeyken kendi alan adınızın olması daha kolaydır. Bu makalenin çoğunluğu, kendiliğinden barındırılan wordpress.org versiyonuna değinecetir.

Daha fazla kolaylık için birçok hosting firması tek tıklamayla WordPress kurulumunu sunuyor. Dosyaları yükleyen ve veritabanını sizin için ayarlayan kuruluş yüklemeleri. Böylece hiçbir şeyi yapılandırmanıza gerek kalmaz! Paylaşılan bir sunucuyla çalışmayı seçerseniz, bu önerilen seçenektir.

1.3. Domain (Alan adı) seçimi

Ücretsiz wordpress.com blog seçeneğini kullanmayı tercih ederseniz, blog adresiniz siteismi.wordpress.com şeklinde olacaktır ("subdomain" veya "alt alan adı" olarak bilinir). Kendi alan adınızı kullanabilirsiniz, ancak bu ücretli bir geçiştir ki bu noktada kendi barındırma (hosting) hizmetinizi de satın alabilirsiniz.

Ayrıca geleceği göz önünde bulundurun, wordpress.com'un ücretsiz bir alt alanı şimdi başlamak için iyi olabilir, ancak blogunuz popüler hale geldiyse, kendi kişisel alan adınıza sahip olmak büyük önem taşır.

1.4. WordPress için Hosting seçimi

Bütçe açısından, web hosting gerçekten rekabetçi bir alandır ve seçenekler büyük ölçüde değişir, bu yüzden bir hosting planı seçerken çok dikkatli olun.

1.4.1. Önemli terimler ve hususlar

Öncelikle bilmeniz ve düşünmeniz gereken birkaç önemli terimi açıklamak gerekiyor.

CPanel: Bu, hosting hesaplarınızı, posta hesaplarını veya veritabanlarını ayarlamanızı sağlayan standart bir yazılım parçasıdır. Öğrenmek biraz zaman alabilir, ancak çoğu sunucu ile birlikte varsayılan olarak gelir. Bu nedenle, her şeyi bir kez öğrendiğinizde, devamlı aynı şekilde devam eder.

Ayrıca genellikle WordPress ve diğer web uygulamaları için tek noktadan yükleyici olan Softaculous App Installer adlı bir modül içerir: sadece site adını, şifresini girin ve sizin için kurulum sürecinin karmaşık iilerini kolayca gerçekleştirsin.

Bant Genişliği ve Hızı: Çoğu hosting şirketi, “sınırsız” depolama ve bant genişliği vaatleriyle sizin ilginizi çekecektir. Bu, bloglarınızda ek maliyetler çıkmadan, kullanıcılarınıza istedikleri kadar dosya indirme veya göz atma özgürlü sağlayabilme anlamına gelir. Gerçekte ise sitenizin çalışacağı hız ile tamamen dengelenir. Bu nedenle, sitenizden sürekli indirmeler yapılırsa, site o kadar yavaş olur ki, bu süre boyunca kullanılan gerçek bant genişliği minimum düzeyde kalır. Bu yüzden boş sözlere aldanmayın.

Ayrıca, hosting depolama alanınızın kullanımı için katı Şartlar ve Koşullar da vardır. Sınırsız depolama ile tüm bilgisayarınızı bile bu alana yedekleyebileceğinizi düşünebilirsiniz. Ancak bu genellikle yasaktır ve depolama sadece “web sitesi ile ilgili dosyalar” için kullanılabilir. Kısacası, sınırsız bant genişliği yanıltıcıdır, bu yüzden bir hosting pazarlama stratejisinde gördüğünüz “sınırsız bant” kelimelerini “yavaş hız” ile değiştirin.

Ücretsiz Alan Adı: Hosting şirketleri siteniz için her ay bir ücret alır, ancak hesabınızı açtığınızda size "ücretsiz alan adı" sunabilir. Bu ücretsiz alan adı, başka bir yerden satın aldığınızda size belli bir ücrete mal olabilir, bu yüzden maliyet hesaplamasında hesaba kattığınızdan emin olun.

Veritabanları: Bazı sunucular standart veritabanlarına erişmenizi sağlar. Bazıları size ayrı bir "barındırılan veritabanı" verir. Bu veritabanının ayrı bir uzak sunucuda tutulduğu anlamına gelir. Barındırılan veritabanlarının WordPress ile manuel olarak ayarlanması daha zordur. Tabii ki bunu, ana hosting üzerinden özel uygulama yükleyicisini kullanarak halledebilirsiniz, ancak kendi temiz WordPress kopyasını kullanmayı tercih edin.

CPU kullanımı: Hosting barındırma hizmeti paylaşılan sistemlerde, herhangi bir sunucuda çok sayıda kullanıcı var. Burada, bant genişliğiniz veya depolama alanınız sınırsız olsa da, CPU kullanımı kesinlikle sımırsız olmaz.

1.4.2. Sonraki Seviye: Sanal Özel Sunucu

Paylaşılan bir sunucunun performansı sizin için çok yavaş hale geldiğinde veya sitenizin trafiği barındırıcınızdan uyarılar alındığında, bir sonraki sanal barındırma düzeyine - kendi sanal özel sunucunuza - geçme vakti gelmiştir.
Bir sanal özel sunucu, tek bir fiziksel sunucunun bir çok kullanıcı arasında paylaşılmasına rağmen, her kullanıcının istediği gibi kendi sanal makinesine sahip olduğu anlamına gelir. Web sitenizi depolamak için sadece tek bir klasör almazsınız - tüm (sanal) bir sunucunun denetimini alırsınız.

1.5. WordPress kurulumu

Bahsettiğim gibi yeni bir WordPress'i sizin yerinize kurması için hosting ile birlikte gelen standart Softaculous App Installer yükleyicisini kullanabilir ya da kendiniz yükleyebilir veya yüklemeyi deneyebilirsiniz. Her ikisini de denemenizi öneririm, ancak dürüst olmak gerekirse, dosyaları kendiniz indirmek ve FTP ile sunucuya göndermek daha iyi bir seçenektir ve WordPress'in arka ucundaki dizin ve dosya yapısına bakmak için bir şans olacaktır. Ayrıca WordPress'in kullanması için yeni bir veritabanı kurmanız gerekecek, bu yüzden de cPanel'in özelliklerini öğrenmenin iyi bir yoludur.

WordPress kurulumunuzun yönetim paneline her zaman domain.com/wp-admin adresinden erişebilirsiniz, ancak önceden giriş yapmışsanız, yönetici olmayan herhangi bir bölümünü görüntülerken blog ekranının üst kısmında bir yönetici çubuğu görmeniz gerekir.

2. WordPress Nedir?

WordPress, yıllar boyunca çeşitli içerik türlerini kapsayacak şekilde büyüdü ve kendi terminolojisini geliştirmiştir, bu yüzden bu konuya geçmeden önce temel bilgileri öğrenmek faydalı olacaktır.

2.1. WordPress ile ilgili kavramlar

Rehbere devam etmeden önce bilmeniz gerekenler:

Gönderiler: Bu, blogunuzun büyük kısmını oluşturacak en temel içerik türüdür. Bir gönderi, bir başlı, içerik metni, bir yayınlanma tarihi, bir kategori, etiketler ve ilişkili eklerden (resimler gibi) oluşur. Blog yazıları, genellikle en yeni en başta görünecek şekilde kronolojik olarak gösterilmek üzere tasarlanmıştır. Aylık arşivler otomatik olarak oluşturulur ve en son gönderileriniz için RSS beslemesi de vardır.

Sayfa: Bunlar, siteniz için bir yayınlanma tarihi bulunmayan (Hakkımda veya İletişim Formu gibi) statik içerik barındırmak için oluşturulmuştur. Ayrıca, etiketlemeye veya kategorilere ayırmaya da gerek yoktur ve blog arşivlerine de dahil edilmezler. Genel olarak, her zaman ön sayfadan bağlantı vermek istediğiniz içerik için sayfaları kullanırsınız. Sayfalar ayrıca hiyerarşik olabilir.

Kategoriler: Yazıları sınıflandırmak için genel terimler. Gönderilerin bir veya daha fazla kategorisi olabilir ve kullanıcılar bir kategori arşivine göz attıkları zaman, o kategorideki tüm yayınların bir listesi gösterilir. Blogunuzun buna ihtiyacı varsa bir hiyerarşi oluşturmak için alt kategoriler de atayabilirsiniz. Kategoriler gerçekten isteğe bağlı değil, sistemin kendisi sizi zorlamayacak olsa da, bir şeyi kategorilere ayırmazasanız, varsayılan bir "kategorize edilmemiş" kategorisi atar.

Etiketler: Etiketler, yayını özellikle kategorilerden daha ayrıntılı olarak tanımlamalı ve arama motorları tarafından sayfa alaka düzeyini dikkate almak için kullanılabilir. "Etiket bulutu" widget'ları oluşturmanıza izin veriyorlar ve ayrıca kategorilere benzer arşiv sayfaları var. Bunlar gerekli değildir, ama tavsiye edilir.

Widgets: Temanızın onları destekleyip desteklemediğine bağlı olarak, blogunuza çeşitli yerlerde ekleyebileceğiniz küçük işlev blokları ekleyebilirsiniz. Genellikle kenar çubuğunda olurlar.

Permalinks: Bu, sayfanıza eriştiğiniz URL anlamına gelir. Varsayılan olarak, belirli bir blog yayınının permalink'i, siteadresi.com/?id=12345 gibi görünebilir. Daha sonra, bunu siteadresi.com/nefis-yemekler biçimindeki "seo permalinks" olarak nasıl değiştirebileceğinizi açıklayacağım.

Yorumlar: Günümüzde bloglar için standart içeriktir, ancak bunları kapatabilirsiniz. Sayfalar varsayılan olarak yorumlanamaz, sadece blog gönderileri yorumlanabilir.

Tema: WordPress, herhangi bir sistemin en özgür temalarına sahiptir. Tam anlamıyla binlerce temaya sahiptir. Birini seçmek kolay ya da bir kabus olabilir. Bu yüzden bu makalenin bir bölümü buna ayrılmıştır.

Menüler: WordPress, sürüm 3'ten itibaren yeni bir ek yaptı ve kendi temanız boyunca özel menüler oluşturmanıza izin verir. Bu işleve daha sonra daha ayrıntılı bir şekilde bakacağız. Ancak, pek çok temanın henüz bu işlevselliği içerecek şekilde güncellenmediğinin farkında olun.

Özellikli Görüntüler: Bir gönderi için ilişkilendirilmiş bir resmi basit ve kolay bir şekilde belirtmenizi sağlar. Bir kez ayarlandığında, öne çıkan görselleri destekleyen temalar, resmi yayının yanında veya tema boyunca çeşitli yerlerde otomatik olarak görüntüler. Yayın sırasının yanında görsel işaretin eklenmesi, okuyucuların makaleyi okumak için tıklanma olasılığını önemli ölçüde artırır.

2.2. Wordpress ilk kurulum talimatları

Ünlü 5 dakikalık kurulum, hareket halindeyken tamamen çalışan bir WordPress sistemi sunsa da, başka bir şey yapmadan önce almanızı tavsiye ettiğim birkaç adım var.

1. Akismet Spam kontrolünü etkinleştirin: Spam mesajların blog'unuzu ne kadar hızlı bulabileceklerini ve spam mesajlarını göndermeye başlayabileceklerini görünce çok şaşıracaksınız. İlk önce bir Akismet API anahtarına kaydolmak için Akismet eklentisini etkinleştirin ve API anahtarınızı yapılandırın. Bu, hızlı bir şekilde sizi en çok etkileyen spam yorumlarının çoğunu otomatik olarak yakalar.

2. Site meta etiketini düzenleyin: İlk kurulumdan sonra, ana sayfanız “Sadece başka bir WordPress Sitesi” sloganını görüntüleyecektir. Bunu değiştirmek için genel ayarlar ekranına gidin ve düzenleyip-kaydetmeyi unutmayın.

3. “Pretty permalinks” i etkinleştirin: Ayarlar -> permalinks sayfasından, URL’lerinizin bunlara sahip olması için yeni bir URL stili seçebilirsiniz. İstediğiniz gibi bunu özelleştirebilirsiniz, ancak WordPress yazının isminden önce bir kaç sayıya sahipse daha iyi performans gösterecektir. “Ay sayısı ve isim” iyi bir seçimdir. Ancak, URL'leri kısa tutmak için kişisel tercihim, ay sayısını kaldırmak ve yalnızca yılı tutmaktır.

Bunu yapmak için Özel Yapı'ya tıklayın ve kaydetmeden önce bunu kutuya yapıştırın:

/%year%/%postname%/

2.3. WordPress tema seçimi

WordPress için internette pek çok tema vardır. Ancak WordPress için oluşturulan bu temaların kodlarındaki gizli bağlantılara dikkat edin. Birçok tema, çoğu zaman şüpheli içerik sitelerine yönlendiren bağlantılar içerir ve onları kaldırmaya çalışırsanız temanın hata vereceği şekilde kodlanmıştır.

2.3.1. Ücretsiz WordPress temalarını indirirken dikkatli olun

Bazı tema tasarımcıları, reklamının yapılması şartıyla bu temaları satmanın yanında temayı size ücretsiz olarak verebilir. Tema saygın bir tasarımcıdan geliyorsa (genellikle bunları bir tema koleksiyonu sitesi yerine tasarımcının sitesinden indirirsiniz) o zaman temadaki bağlantıyı kaldırmak için tasarımcıya ödeme yapmanızı öneririm. Google'da bulunan “ücretsiz WordPress temaları” sonuçlarına göz atarken dikkatli olun.

Daha yakın zamanlarda çıkan ve bazı temaların web sitenizi spam yapan bir makineye dönüştürecek kötü amaçlı yazılımlar içerdiği gerçeği var. Bu yüzden asla güvenilmeyen bir siteden tema indirmeyin.

2.3.2. Güvenli tema nereden indirilir:

Resmi WordPress Temaları sayfası en güvenilir seçenek olabilir. WordPress yönetici ekranını kullanarak ta bu sayfaya erişebilirsiniz. Sadece Görünüm -> Temalar -> Tema Yükle'yi seçin ve ya anahtar kelimeleri arayın ya da temanın etiketlerine göre filtreleyin.

Wpshower - Bazıları Premium Photoblog / Portföy seçiminde yer alan, premium ve ücretsiz temalar bulunduran bir site.

Yazının sonunda bazı büyük WordPress kaynak sitelerini tanıtacağım, ancak şimdilik yeni blogunuzda bir sonraki bölümde yer alan varsayılan temayı kullanarak çalışmaya başlayabilir veya devam edip farklı bir tema seçebilirsin.

2.3.3. Twenty-Seventeen: WordPress varsayılan teması

En son WordPress sürümünde, Twenty-Seventeen adında tamamen HTML5 uyumlu, güzel ve dikkat çekici bir tema ortaya çıktı. Bu yeni varsayılan temanın birçok yeri, gerçekten kolay bir şekilde özelleştirilebilir. Bu nedenle, bunun nasıl yapılacağı hakkında biraz konuşalım.

  1. Header Images: Bu, herhangi bir web sitesinin en göze çarpan kısmıdır ve hemen kişisel bir dokunuş verir. Görünüm -> Üstbilgi bölümünden bir görüntü yüklemek ve daha sonra doğru boyutlara kırpmak çok kolay. Birden fazla yükleme yapabilir ve hatta rastgele dönüşümlü olarak ayarlayabilirsiniz. Bu, sevdiğiniz ve sitenizi her sayfa yüklemesinde daha da dinamik hale getirmek istediğiniz çok fazla görüntüye sahipseniz harika bir özelliktir ve gerçekten inanılmaz bir fark yaratır.
  2. Arka Plan Resmi: Düz gri arka plan yerine, sitenizi bir arka plan resmi ile özelleştirebilirsiniz. Tüm ekran boyunca gidebilecek kadar büyük bir görüntü seçin veya iyi bir şekilde döşenecek bir şey seçin. Bir resminiz yoksa, rengi değiştirmek aynı derecede etkili olabilir.
  3. Tema, özelleştirmeye başlamak için hem karanlık hem de hafif temel stilleri içerir. Bunları Görünüm -> Tema Seçenekleri'nden seçin. Ayrıca temel düzeni buradan da seçebilirsiniz.
  4. Ekran boyutuna göre dinamik yeniden boyutlandırma, mobil sitelere duyulan ihtiyacı tamamen ortadan kaldırıyor ve ekran çözünürlüğünün çok yüksek olduğu iPad gibi cihazlarda tutarlı bir görünüm ve his sağlıyor. Şimdi blog ana sayfanızı açıp gerçekten küçük bir tarayıcı penceresine yeniden boyutlandırarak deneyin.
  5. Blog girişinin uygun olmadığını düşündüğünüz durumlarda, yazı tipini değiştirin. “Aside” ve “Link” tipi yazılar “Ephemera” widget'ındaki kenar çubuğunuzda gösterilebilir.

Yani kendi temanızı aramaya başlamadan önce, WordPress ile gelenleri ciddi olarak düşünmek isteyebilirsiniz. Yeni başlayanlar için, yüksek oranda özelleştirilebilirlik ve ücretsiz olarak başka bir yerde bulmak için zorlandığınız özellikler sunar.

3. Temel işlemler: İlk yazınızı yazma

Bu, makalenin en kısa bölümü olacak, çünkü WordPress o kadar kullanıcı dostudur ki, yazmaya başlamak için herhangi bir talimata ihtiyacınız yoktur.

3.1. İlk içeriğinizi yazın

Aslında WordPress içinde size sunulan işlevselliklerin çoğu, yararlı yönetici araç çubuğu ile bir tık uzaktadır. Siteye giriş yaptıktan sonra, sitenizde görüntülediğiniz herhangi bir sayfada bunu görmelisiniz.

Yeni bir blog yazısı yazmak için sol kenar çubuğunda Yeni Ekle'yi tıklayın. Yönetici alanında, sağ üstte yeni bir yazı yazmak için bir düğme ve her zaman kenar çubuğundaki Yayın bölümünde bir bağlantı vardır.

İpucu: Her şeyi aynı anda yayınlamak istemezseniz, yayınlanma tarihini ileri bir tarih olarak ayarlayabilirsiniz. Yayınla düğmesinde Zaman Çizelgesi olacaktır ve ayarlanan zamanda içerik otomatik olarak yayınlanacaktır. Uzun bir tatil geçiriyorsanız çok yararlıdır.

Bir yazıyı yazarken iki düzenleme modu vardır; Görsel sekmesi, uygulamanızın resim ve metin formatlamasını gösteren bir önizleme sunar. Son makale, tema şablonunuza bağlı olacaktır. Bu nedenle, bitmiş gönderiyi bu bağlamda görmek ve ayarlamalar yapmak için bir önizleme düğmesi de vardır.

3.2. İçeriğe resim yükle

Gönderi düzenleme ekranında, resim yükleme iletişim kutusunu açmak için Medya Ekle düğmesini tıklayın. Bir dosya seçtikten ve yüklemeye bastıktan sonra, biraz kafa karıştırıcı ekrana sahip olursunuz, o yüzden küçük bir ayrıntıya bakalım.

İlk olarak, Resmi Düzenle bağlantısı oldukça kullanışlıdır. Resmi kırpmanıza, döndürmenize ve yeniden boyutlandırmanıza izin verir. Yine de gözden kaçırmak kolaydır ve büyük olasılıkla buna ihtiyaç duymazsınız. Ekranı takip ederek girebileceğiniz bazı metin alanları vardır. Bir altyazı eklerseniz, sayfanızda resmin altında görüntülenecek. Başlık, alternatif metin ve açıklama gizlidir.

Sonraki, bağlantı URL’si, bu, kullanıcıların daha büyük bir sürüm için resmin üzerine tıklayıp basamayacağını belirler. Hiçbir şeyin olmasını istemiyorsanız, hiçbirini seçin. Resmin tam sürümünü açabilmelerini istiyorsanız, dosya URL'sini seçin. Post URL, resmi kendi sayfasına ("ek" sayfası) bağlar. Sadece normal bir yazıya benziyor ama sadece o resmi içeriyor. Genelde temaya uygun boyutta resimler eklediğinizden, ayrı bir ek sayfasına bağlantı vermek biraz gereksizdir. Kullanıcıların tam görüntüyü tam olarak görüntüleyebilmelerini istiyorsanız, tam dosya URL'sine bağlantı vermek en iyisidir. Hizalama, metnin resmin etrafında (sol veya sağ) veya tek başına ya da sayfanızın ortasında hiçbiri ile ya da varsayılan olarak belirler. Yine, sayfanıza mükemmel bir şekilde sığacak şekilde resim boyutlarını ayarladıysanız, buna gerçekten ihtiyacınız olmamalı. Bir resim tam içerik sütununun yalnızca yarısı kadarsa, genellikle akan metinle sola ya da sağa daha iyi bakar ve gereksiz boşluklardan kaçınmaya yardımcı olur.

Boyut önemli bir seçenektir. Bu boyutlar ya temanız tarafından belirlenir ya da Ayarlar -> Medya sayfasından sizin tarafınızdan ayarlanır.

Son olarak, Öne Çıkan Resim, bu gönderiyi temsil etmek için seçtiğiniz görseldir. Temanıza bağlı olarak, genelinde küçük resim olarak kullanılabilir veya olmayabilir. Mevcut temanız bundan faydalanmasa bile, ileriki bir tarihte yeni sürüme geçtiğinizde veya mevcut temanızdaki işlevselliği değiştirmeye karar verdiğinizde öne çıkan görüntüyü ayarlamak iyi bir uygulamadır.

Tüm uygun seçenekleri belirledikten sonra, imlecinizin metinde en son kaldığı yere yerleştirmek için görüntüyü ekleyebilirsiniz. Görüntü yükleme sürecinin biraz kasvetli görünebileceğini biliyorum. Ancak ayarlarınız hatırlanır.

Temel işlemlerle ilgili yazacağım her şey bu, çünkü bunun ötesinde her şey çok sezgisel ve bir rehbere ihtiyacınız yok. Bir eklenti eklemek için yönetici araç çubuğunda Eklenti Ekle - Eklenti seçeneğini veya kenar çubuğunda Eklentiler -> Yeni menü ekle seçeneğini bulacaksınız.

Temalar Görünüm -> Temalar menüsünden ve Görünüm -> Widget'lardan oluşturulan widget'lardan yönetilebilir ve yüklenebilir.

Daha fazla eklenti yükledikçe, sol kenar çubuğunda görünen daha fazla menü öğesi bulacaksınız. Ne yazık ki, tek tek eklenti içerik oluşturucu, tam olarak nerede veya hangi bölümde yerleştirildiklerini seçmektir. Bu nedenle, yeni yüklediğiniz eklentinin seçenekler ekranını bulamıyorsanız, tüm bölümleri genişletmeyi ve her bir bağlantıyı kontrol etmeyi deneyin. Orada bir yerde olacak.

3.3. YouTube videosu ekleme

WordPress'in bu alanda sizin için biraz büyülü bir özelliği var. YouTube'a gidip, zahmetli bir şekilde Paylaşım sekmesini genişletmek ve son olarak nesne yerleştirme kodlarını kopyalayıp yapıştırmak yerine ve videonun URL'sini doğrudan Yayınla ekranına yapıştırmanız yeterlidir. Önizleme veya yayınlandığında, WordPress otomatik olarak videoyu yerleştirir. Karmaşık kod yok, karmaşık yerleştirme yok, sadece URL'yi yapıştırın ve WordPress'in zor işi yapmasına izin verin.

3.4. Widget'lar

Kullanıcı topluluğu ve WordPress'i geliştirmeye çalışan geliştiricilerin sayısı bu kadar çok olduğundan, sitenize ekleyebileceğiniz milyonlarca eklenti ve widget bulunmaktadır. Ama widget nedir?
Widget'lar küçük fonksiyonellik bloklarıdır ve en son 5 blog gönderilerinizin veya en son tweet'lerin bir listesini göstererek, Facebook hayranlarınızın avatarlarını gösteren bir Facebook Connect widget'ına kadar her şey olabilir.

Widget'larınızı yönetmek için yönetici kontrol panelinizin kenar çubuğundaki Görünüm -> Pencere Öğeleri menü öğesine gidin veya site genelinde görünen yönetici çubuğuna. Ekranın sağ tarafında, mevcut temanızda kullanabileceğiniz çeşitli widget alanları vardır. Ancak, burada hiçbir şey gösterilmiyorsa, seçtiğiniz tema widget'ları desteklemez. Bazı temalar çoklu widget'ları destekler.

Widget'ları “Kullanılabilir Pencere Öğeleri” kutusundan kenar çubuğunuza veya sağdaki diğer pencere öğesi kutusuna sürükleyip bırakın. Ayrıca, zaten orada bulunan herhangi bir pencere öğesinin sırasını yeniden düzenleyebilirsiniz. Yerleştirildikten sonra, çoğu widget bir şekilde özelleştirilebilir. Widget seçenekleri ekranını açmak için aşağı oku tıklatarak seçenekleri göster, bir şeyi değiştirirseniz kaydet'i tıklamayı unutmayın. Bazı widget'lar sadece olduğu gibi çalışır ve özelleştirmeye ihtiyaç duymaz.

WordPress, çeşitli işlevleri yerine getiren bir dizi yerleşik widget ile birlikte gelir, bu yüzden açıklamaları okuyun ve sitenizde deneyin. Şahsen en azından kullanmanızı öneririm:

  • Arama
  • Yakın zamandaki Gönderilenler, son 5 yazıyı göstererek
  • Kategoriler listesi
  • Favori bloglarınızı göstermek için bağlantılar

Farklı bir blogdaki son yayınları göstermek için RSS widget'ını kullanın. Bu, doğru yayın adresini girmeniz gerekmesine rağmen, sitenin RSS yayınındaki son yayınları dinamik olarak çeker. Başka bir WordPress blogu için sadece ana sayfa URL'sinin sonuna /feed ekleyerek görülebilir.

Ayrıca, "Etkin Olmayan Pencere Öğeleri" adlı başka bir kutu olduğunu göreceksiniz. Mevcut widget'larınızdan birini buraya sürükleyerek, ayarları kaydedebilirsiniz. Aynı widget'ın birden çok kopyasını buraya sürükleyebilir ve daha sonra kullanmak üzere her biri kaydedilecektir.

3.5. Blog yazmanın diğer yolları

Doğrudan WordPress arayüzüne yazmak, blog'unuzun tek yolu olmamalıdır, bunları da deneyin:

  • BlogDesk - Bu ücretsiz editör, sadece WordPress'i değil aynı zamanda Drupal, Serendipity ve diğer CMS'leri de destekler.
  • MarsEdit - Bu blog editörü, işletim sistemi için özel olarak oluşturulduğu için Mac blogcular arasında popülerdir.
  • BlogJet - En gelişmiş Windows blog editörü ve yöneticisi olarak kendini gösterir.

4. WordPress ve SEO

SEO'yu kısaca ele alacağım, çünkü tek başına iyi içerikler yayınlamanız blogunuzun farkındalığı için yeterli değildir ve blogcuların çoğu, çok sayıda ziyaretçi veya geri bildirimler görmezlerse hemen vazgeçerler.

Blogunuzun arama motorları için optimize edildiğinden emin olmak, hikayenin sadece bir parçası olsa da, blogunuzu tanıtmak için çeşitli stratejiler için bir sonraki bölüme göz atın.

4.1. SEO Nedir?

Temel olarak SEO, içeriğin bulunabildiğinden emin olmak anlamına gelir. Bu nedenle, belli bir konuda yetkili blog yayınınız, bir kullanıcı Google'ı belirli bir kelime için aradığında ilk 10 sonuçta bir yerlerde görünür. Elbette, hiç kimse iyi sıraya giremeyeceğinizi garanti edemez ve sonuçta, güvenilir bir bilgi kaynağı olarak sizi orada tutacak içerik kalitedir, ancak SEO, başlattığınız ve kendinize mümkün olan en iyi şansı verdiğiniz bir alandır.

4.2. SEO konusunda nelere dikkat etmelisiniz?

Bazıları bunu, web sitenizi Googlebot’a daha çekici hale getirmek için bir çeşit “yasadışı korsanlık” olarak düşünebilir. Konunun bu tarafı kesinlikle var olsada, SEO tekniklerinin çoğunluğu internette her web sitesine uygulanması gereken basit bir olaydır. Dikkatli olmanız gereken bazı durumlarda vardır.

SEO deneyiminin, başlangıçtan itibaren gerçekten göz önünde bulundurmanız gereken bir şey olduğunu söyleyeyim. İndekslenmiş bir blog gönderileri biriktirdikten sonra işleri değiştirmek çok zor ve zaten diğer bloglardan gelen ziyaretçileriniz ve bağlantılarınız var. Sonunda bir gün yayınlamayı bırakana kadar blog alanına sıkışmış olacaksınız.

4.3. SEO için temel adımlar

Bir anahtar kelime grubu seçin ve mümkünse blog'unuzu tek bir konuya odaklayın. Tek bir konuyla ilgili çok sayıda yüksek kaliteli makale yazarsanız ve konu blog başlığında ve alan adınızdaysa, o zaman bu anahtar kelime için iyi bir sıralama şansı yakalarsınız. Bu kadar basit.

Peki ya siteniz tek bir konuyla ilgili değilse ve genel olarak “hakkımda” ya da kişisel blog gibi bir konu varsa ne olur? Bu, SEO için göz önünde bulundurulması en zor olanıdır. Birkaç benzersiz konu hakkında yazmaya çalışın, uzman bilginiz olan niş konular ve düzenli ziyaretçilere dönüşecek olanlardan çok fazla trafik elde edersiniz. 

4.4. Herhangi bir site için genel SEO tavsiyeleri

Yeni bir site başlatıyorsanız yapmanız gereken ilk şey kişiselleştirilmiş, benzersiz, alakalı bir alan adı almaktır; siteadresi.com:

Yapmayı planladığınız blog türüne bağlı olarak, alan adı, Google sıralamanızda bir başlangıç ​​yapmak için iyi bir yoldur. Temel olarak, "tam eşleme alanları", Google’a sitenizin belirli bir konuyla alakalı olduğunu gösteren önemli bir işarettir.

Sayfa başlığı, kullanıcının tarayıcısında, ekranın en üstünde görünen kısım ve Google arama sonuçlarında gösterilen başlıktır. WordPress, başlıklar üzerinde varsayılan olarak oldukça iyidir, ancak çok uzun olanlardan kaçınmalısınız ya da yapıyı biraz değiştirmek isteyebilirsiniz. Açıklama ayarlanmadıysa, Google sayfanızın bir kısmını arama sorgusuyla alakalı bulduğu bir bölümü çıkarmaya çalışır.

Varsayılan olarak, WordPress bir açıklama koymaz. Bu nedenle, daha sonra açıklayacağım bir eklentiye ihtiyacınız olacaktır.

Görsel aramalardan yararlanın:

Gelen arama trafiğinin kolayca gözden kaçan bir alanı da Google Görsel Arama’lardır. Bunu göz önünde bulundurarak, görüntüleri kullanılmayan bir trafik kaynağı olarak kullanabilirsiniz. Özellikle görselin ALT ve TITLE etiketlerinin, anahtar kelimelerinizle alakalı olacak şekilde ayarlanması gerekir.

Bunu kullanabilmenizi sağlamanın kolay bir yolu, WordPress resim yükleyiciyi kullanarak görüntüleri yüklediğinizde ilgili alanların düzeltilmesidir, ancak mevcut tüm yayınlarınız için yapmayı unuttuysanız ne yapmalısınız? Durumda, yararlı SEO Friendly Images eklentisini yükleyin. Tüm resimlerinize alakalı etiketler otomatik olarak eklenir.

Yinelenen veya düşük kaliteli içerikten kaçının:

Başka birinin içeriğini kopyalamanın kötü olduğunu söylemeden gitmeyelim. Ancak çoğu web sitesi bunu daha önce otomatik olarak RSS beslemesiyle yapardı. Hatta bunu sizin için yapacak WordPress eklentileri bile vardır. Hata yapmayın, bu uygulama artık Google tarafından kolayca tanınabiliyor.

Bu nedenle, içeriği başka bir kaynaktan kopyalayıp yapıştırmamanız kesinlikle önemlidir. Blog gönderilerinizin orijinal olduğundan emin olun! Bu, YouTube videolarını yerleştiremez veya başka bir sayfa alıntılayamayacağınız anlamına gelmez, ancak bununla ilgili başka bir şey yaptığınızdan emin olun.

Ayrıca, sitenizin her sayfasının önemli miktarda iyi içeriğe sahip olduğundan emin olmalısınız. Google, bir gönderiyi iki veya üç cümleyle yayınlıyorsanız, "düşük kaliteli" içerik için sizi cezalandıracaktır. İyi bir kural, bir blog yayınının en az 300 kelime olması gerektiğidir.

4.5 WordPress SEO eklentisi

Yoast SEO, SEO için ücretsiz bir eklentidir.

Her şeyi kapsayacak kadar çok işlevsellik var, ancak işte neler yaptığına dair bazı önemli noktalar:

  • Başlık başlıklarını yeniden yazar; böylece başlıklar en başa gelir ve herhangi bir arşiv veya belirli sayfalar için özel başlık etiketleri yazmanızı sağlar.
  • Meta açıklama düzenleyicisi; ilgili meta açıklamaları kolayca eklemek için tek tek sayfalar ve mesajlar için genişletin ve özelleştirin.
  • Sizin için rel = canonical etiketini ayarlayarak yinelenen içeriği engeller (bunun ne anlama geldiğini anlamadıysanız, WordPress'in aynı yayını birden fazla farklı URL'de sunabildiğinden, arama motorlarına orijinal sayfanın ne olduğunu anlatmanın bir yoludur)
  • 404 monitör - sitenizin hatasız kaldığından emin olmak için.
  • Slug-optimizer - belki de en ilginç sondaj özelliği, Slug-optimizer iyi permalink URL'leri gereksiz kısa kelimeler kaldırır böylece onları daha kısa ve daha alakalı hale getirir.
  • Sosyal - Arama motorlarının hangi sosyal profillerin site ile ilişkilendirildiğini bilmesini sağlar.
  • XML Site Haritası - Sizin için XML site haritası oluşturmayı işler.
  • Gelişmiş SEO - Sitenizi orijinal içerik kaynağı olarak tanımlamak için kırıntıları, özel izinleri ve RSS besleme ayarları gibi gelişmiş sorunlara dikkat eder.

Temel olarak, istediğiniz herhangi bir SEO yönünü ele alır, ancak ihtiyacınız olmayan herhangi bir parçasını devre dışı bırakabilirsiniz.
Bazıları oldukça gelişmiş ve kesinlikle bu kılavuzda ele alabileceğimiz konular değil, SEO hakkında daha fazla şey öğrendikçe, ek işlevler almak için eklentileri değiştirmeniz gerekmeyeceğinden emin olabilirsiniz.

5. WordPress fotoğraf yönetimi

WordPress'in fotoğraf yönetim yeteneklerini güçlendirmek için eklentiler vardır.

Zaman zaman yayınlarınıza resim galerileri eklemeniz gerekiyorsa, WordPress'in yerleşik galeri işlevi vardır, böylece fazladan eklentilere ihtiyacınız olmaz. Resimleri ilgili gönderiye yüklemeniz yeterlidir.

5.1. WordPress galeri ve photoblog temaları

  • Revolt - Revolt, seçenekler sayfasına sahip ücretsiz bir premium WordPress temasıdır ve küçük resimleri destekler. Herhangi bir niş için uygundur.
  • Portfolium - Esnek ızgara tabanlı tema Portfolium, yerleşik blog içeren portföy web sitelerinde kullanılmak için mükemmeldir. Temanın düzgün tasarımı, çalışmalarınızı hoş bir şekilde sergilemenize yardımcı olur.
  • Imbalance - Çevrimiçi dergi, blog veya portföy için mükemmel bir çözümdür. Kullanıcı dostu düzen, yeni ziyaretçiler çekebilir ve canlı minimalist tasarım, projenizi kolayca tazeleyebilir.
  • Mansion - Mansion, WordPress için ücretsiz bir fotoblogger temasıdır. Hem resimler hem de fotoğraf günlüğü girişleri için esnek genişlikte bir küçük resim ızgarasına sahiptir.
  • Big Square - Big Square temiz, düzenli, zarif bir fotoblog temasıdır. Resimlerin metinden daha yüksek sesle konuşmasına izin verin, resminizi bu temayla daha büyük yerleştirin.

5.2. WordPress fotoğraf galerisi eklentisi

Varsayılan olarak WordPresss, görüntüleri bir gönderiye ekleyecektir. Çoğu durumda bu iyidir, ancak ayrı albümleri veya galerileri yönetme yeteneğiyle daha güçlü bir şey isteyebilirsiniz. Bu durumda NextGen Galeri adında bir eklenti öneririm.

NextGEN Gallery, 2007'den beri standart WordPress galeri eklentisidir ve yılda 1,5 milyondan fazla yeni indirme almaya devam etmektedir. Basit fotoğraf galerileri için yeterlidir, ancak fotoğrafçılar, görsel sanatçılar ve profesyoneller için yeterince güçlüdür.

Bu eklenti ile fotoğraf yönetimi tamamen blog yazılarından ayrılır. Bir galeri veya albümü bir blog gönderisine kolayca yerleştirebilirsiniz, ancak sahip olduğunuz tüm galerileri içeren bir listelenmiş “fotoğraflar” bölümüne de sahip olabilirsiniz.

6. Blog tanıtımı

Bu bölümde, uygulamaya koyabileceğiniz pratik yöntemlere, bazı uyarılara ve kullanabileceğiniz eklentiler de dahil olmak üzere bloglarınızı tanıtmak için kanıtlanmış bazı stratejilere göz atacağız.

Blogunuzu yazmak yeterli değildir. Diğer blog sahipleri ile olası link değişimleri hakkında iletişim kurun ve ilginizi çeken diğer bloglara yorum yapın. Yorum formları, adınızı ve web sitenizin URL'sini girmenize olanak tanır.

6.1. WordPress sosyal medya eklentisi

Bazı insanlar, bugünlerde herşey için bir “Beğen” düğmesine basmaktan gerçekten rahatsız oluyorlar, ancak web siteleri için sosyal paylaşımın gücü önemlidir.

Blog yayınlarınıza bazı sosyal medya paylaş butonu eklemek bu eklentilerle daha kolaydır:

  • ShareThis - ShareThis eklentisi, WordPress web sitelerinin ShareThis paylaşım düğmelerini hızlı bir şekilde yapılandırmasına ve yüklemesine olanak tanır. Manuel kurulumda bulunan tüm işlevler bu eklenti kullanılarak gerçekleştirilebilir. WordPress sitenizde paylaşım düğmelerinizin nerede ve nasıl görüneceği üzerinde tam kontrol sahibi olun.
  • AddToAny - WordPress için AddToAny Share Buttons eklentisi, insanların gönderilerinizi ve sayfalarınızı herhangi bir hizmette paylaşmasına yardımcı olarak trafiği ve etkileşimi artırır. Hizmetler arasında Facebook, Twitter, Pinterest, WhatsApp, LinkedIn, Tumblr, Reddit, WeChat ve 100'den fazla paylaşım ve sosyal medya sitesi ve uygulaması bulunur.

Tema dosyalarını düzenlemeyi rahatça yaparsanız, kodları doğrudan ilgili sitelerden de alabilirsiniz. En popüler sosyal servislerin kodlarını oluşturmak için bu bağlantılar:

6.4. Sosyal medya kullanımı

Resmi site görüşmeleriniz için bir Twitter hesabı kullanın. Tek yapmanız gereken, makalelerinizin her birini retweetlemediğinizden emin olun. İyi videolar veya yararlı içerikler oluşturabilirseniz YouTube, başka bir fantastik trafik kaynağıdır.

7. Blog yazarak para kazanmak

Pek çok kişi, para kazanmanın kolay bir yolu olduğuna inanarak blog yazmaya başlar. Sayfada bazı reklamları yayınlayın ve kazanmaya başlayın. Tüm kolay yoldan zenginlik hayalleri gibi gerçek oldukça farklıdır. Sizi para kazanmak için bir blog oluşturmaktan vazgeçirmek istemiyorum ama niyetiniz sadece buysa, kolay para kazanmak bu sektördede yok.

Ama bilmelisin ki, bu çok zor bir iş olacak. Geri dönüş uzun bir süre için çok az olacak ve hatta birkaç yıl sonra bile sadece harçlık kazanıyor olabilirsiniz. Bunu söyledikten sonra, sizi blogunuzdan para kazanabileceğiniz yollardan yalnızca birkaçıyla tanıştırmak istiyorum.

7.1. AdSense

Blog yazarak para kazanmanın klasik yolu, Google Adsense reklam geliriyle ilgilidir. Başvurmak için https://www.google.com/adsense/start/ adresine gidin ve kendi reklam bloklarınızı tasarlamak için kolay araçları kullanın.

  • Dikdörtgen reklamlar: Bunları makalenizin en başında başlığın hemen altına yerleştirin ve içeriğinizin geri kalanına benzer renkleri ve stilleri kullanın. İçeriğinizin bir parçası gibi görünüyorlarsa, kullanıcıların bunları tıklamaları çok daha olasıdır.
  • Makale ortası görsel reklamlar: Yukarıdaki birim ile aynı boyuttadır. Makalenize yerleştirdiğiniz resimlere benzer boyutlarda olurlarsa daha iyi olur.
  • Site başlık kısmı: Sitenizin en üst kısmında, başlık resminizin veya logonuzun altında bulunan banner reklamı.

Bunları sayfanıza eklemenin en kolay yolu, ilgili şablonu açmak, ardından kodu kopyalayıp istediğiniz yere yapıştırmaktır.

7.2. Satış ortaklığı bağlantıları

Satış ortaklığı bağlantıları ile ziyaretçilerinizi belirli bir mağazada, belirli bir ürünü satın almaya teşvik edersiniz ve karşılığında satışın bir yüzdesini alırsınız.

8. WordPress yedekleme ve geri yükleme

WordPress'te yedeklenmesi gereken iki temel öğe vardır: veritabanı ve yüklenen içerik. Kullanabileceğiniz çeşitli yöntemlere bir göz atalım.

8.1. SSH Komut Satırı Üzerinden

Sunucunuza SSH (bir komut satırı) üzerinden erişiminiz varsa, sitenizi yedeklemek ve geri yüklemek, birkaç basit komutla son derece kolaydır. Maalesef, paylaşılan hosting alanları genellikle SSH erişimine sahip değildir. Bu, kendi VPS'nize sahip olmanın ayrıcalıklarından biridir.

1. SSH üzerinden giriş yapın ve public_html veya httpdocs dizinine geçin (WordPress'i root dizinine kurduğunuz varsayılarak).

2. Veritabanını yazarak dışa aktarın:

mysqldump –add-drop-table -u Username -p DatabaseName > BackupFilename.sql

Kullanıcı adı ve Veritabanı Adı'nı uygun bilgiler ile değiştirin ve isterseniz yedekleme dosyasının ismini değiştirin. Enter tuşuna basın ve şifrenizi yazın. Kullanıcı adlarını veya şifreleri bilmiyorsanız, başlangıçta doğru tanımlanacakları için wp-config.php dosyanızı kontrol edin.

3. Verdiğiniz veritabanı dosyasını komutla birlikte onaylayın.

ls

BackupFilename.sql'inizi bir yerlerde görmelisiniz.

4. TAR komutunu kullanarak tüm dosyalarınızı ve veritabanı dışa aktarmalarınızı sıkıştırın:

tar -vcf FullBackup.tar

Bu size FullBackup.tar adında tam bir yedekleme dosyası sunacaktır, bu dosyayı daha sonra FTP ile indirebilir veya uzaktan güvenli bir yedekleme konumuna gönderebilirsiniz.

FullBackup.tar'dan geri yüklemek için, yapmanız gereken adımlar bunlar.

1. Sunucunun httpdocs veya web root dizininde saklanan FullBackup.tar değerini varsayarsak, önce aşağıdakileri açın:

tar -vxf FullBackup.tar

2. Veritabanınızı kullanarak geri yükleyin:

mysql -u Username -p DatabaseName < BackupFilename.sql

İşte bu, site şimdi erişilebilir olmalı ve tekrar çalışmalı. Yedekleme işlemi, her gün veya her hafta oturum açmak ve komutları tekrar yazmaya gerek kalmadan da otomatik olarak gerçekleştirilebilir, sadece otomatik WordPress yedekleme eklentilerini edinin.

8.2. WordPress yedekleme eklentileri

  • WP-DBManager: Veritabanını optimize etmenize, veritabanını onarmanıza, veritabanını yedeklemenize, veritabanını geri yüklemenize, yedek veritabanını silmenize, tabloları boşaltmanıza ve seçilen sorguları çalıştırmanıza izin verir. Veritabanının yedeklenmesi, optimize edilmesi ve onarılmasının otomatik zamanlamasını destekler.
  • UpdraftPlus: Bu eklenti, tüm blog dosyalarınızın ve tüm veritabanlarınızın yedeklerini almayı tamamen otomatik hale getirir. Eklentiyi herhangi bir aralıkta çalışacak şekilde zamanlayabilirsiniz. Yedeklerinizi Google Drive'a depolamayı destekler.
  • VaultPress: Bu, her site başına ayrı ücretlendirilir, ancak size kolaylık, güvenilirlik ve kullanım kolaylık sağlar.
  • iThemes: Başka bir premium eklenti. Maliyet, 2 web sitesine kadar kullanım için tek seferlik ödeme ve özellikleri gerçekten inanılmaz. Yedeklemelerden güvenliğe ve site yönetimine kadar, WordPress için tüm temel araçlar için tek adres.

8.3. WordPress manuel yedekleme ve geri yükleme

Yazılı içeriğiniz tamamen veritabanında yer alır. Ancak yüklediğiniz tüm medya, eklentiler ve temalar wp içerik dizininde saklanır. Yedeklemeniz gereken diğer önemli dosya, wp-config.php dosyasıdır.

Tüm WordPress dizininizi FTP üzerinden indirmenin en kolay yolu, dosyaları yedeklemektir, ancak yüklediğiniz dosyaların sayısına bağlı olarak, bu birkaç saat sürebilir.

Veritabanı tarafında, el ile yedeklemenin tek yolu, web hosting kontrol paneli içinden PHPMyAdmin kullanmaktır.

Ancak WP-DBManager eklentisini kullandıysanız, PHPMyAdmin'e erişmeye gerek kalmadan, zaten sizin için dışa aktarılan bir veritabanı dosyanız olacaktır.

Bir hata durumunda, sitenizi geri yüklemek için en az iki şeye ihtiyacınız vardır:

  • Tüm dosyaların tam bir yedeği: En azından, wp-klasörü içerik dizini ve wp-config.php yapılandırma dosyası.
  • Tüm tabloların tam bir veritabanı yedeği: Bu, bir .SQL, .GZ veya .BZ2 dosyası olacaktır.

Dosya yedeklerinizi yüklemek, FTP aracılığıyla basit bir işlemdir, sadece her şeyi aynı yere tekrar yerleştirdiğinizden emin olun; böylece blogunuz orijinal olarak blog dizinine yükler.

Veritabanınızı geri yüklemek yine PHPMyAdmin arayüzü üzerinden yapılmalıdır.

9. Ziyaretçi çekmek için siteyi iyileştirme ve ölçekleme

Birçok kişi, WordPress'in yalnızca küçük ölçekli bloglar için iyi çalışabileceği izlenimine kapılır, ancak bu doğru değildir.

Çeşitli tekniklerin bir arada kullanılması ile WordPress, bir günde milyonlarca istek işlemek için ölçeklendirilebilir. Günde 1.000'e yakın benzersiz ziyaretçiye ulaştığınızda, web sitenizi ölçeklemeyi veya bir çeşit optimizasyon yapmayı düşünmeye başlama zamanı gelmiştir.

9.1. Sunucu yükseltmeleri

Web sitenizi ölçeklendirmeye yönelik ilk belirgin çözüm, paylaşılan hosting planından kendi özel sanal sunucunuza geçiş yapmak olacaktır. Bu, eğer hala paylaşımlı hosting alanı içindeyseniz ilk adımınız olmalı, çünkü bunun dışında başka bir mucize çözüm yoktur, sadece kaçınılmaz olanı geciktirir.

İhtiyaç duyulduğunda, bir VPS barındırma planı, daha fazla RAM veya ek CPU gücü ekleyerek anında sisteminizi yükseltmenize izin verecektir. VPS'ye sahip olmanın bir diğer avantajı, NGINX adlı çok daha hızlı, arka uç sunucu yazılımına geçiş yapmakta özgürsünüz. Bu Apache için yüksek performanslı bir yedek, ancak yine de ücretsizdir.

9.2. İçerik dağıtım ağı (CDN) kullanımı

Sayfanızdaki bir anahtar hız faktörü, görüntüleri sunucunuzdan yüklemek için gereken süredir. Sayfanın kendisi yani metinsel HTML içeriği oldukça hızlıdır, ancak görüntülerin yüklenmesi her zaman yavaş olacaktır.

Örneğin, ön sayfada görüntülerin yoğun kullanıldığı bir blogunuz varsa, kullanıcıların görüntünün yüklenmesini beklemesi daha uzun sürer. CDN kullanma durumu burada devreye girer.

CDN'ler, dünyanın dört bir yanında görüntü (ve Javascript) içeriğinizi yansıtan yüksek hızlı veri merkezleridir. Kullanıcılara mümkün olduğu kadar yakın konumlardan, gerektiği kadar ziyaretçiye içeriği sunarlar. Bu teknoloji, internet üzerindeki neredeyse her yüksek trafikli sitenin anahtarıdır. Her ne kadar ek bir maliyet olsalar da, hosting planınıza aynı miktarda ek bant genişliği için ödeme yapsaydınız size çok daha fazlaya mal olacaktı.

Bu tür bir hizmetten yararlanmak için W3 Total Cache eklentisine ihtiyacınız olacaktır. Ücretli yüksek hızlı veri ağlarına bir alternatif, sadece resimlerinizi Flickr gibi harici bir ücretsiz hizmetle sağlamaktır.

9.3. CloudFlare ile gereksiz istekleri azaltın

Bir web sitesine yapılan isteklerin üçte biri, kötü amaçlı robotlar, otomatik taramalar veya başka bir şekilde düşmanca olabilir. Sitenize ulaşmadan önce bunları keserek, yalnızca gerçek kullanıcılara içerik sunabildiğinizden emin olabilirsiniz. Bu, Cloudflare ile ücretsiz olarak elde edilebilir.

Sunucularınızı CloudFlare’e geçirdikten sonra, aslında kötü niyetli istekleri dışarıda tutmak için bir proxy ve filtre görevi görür ve genellikle sitenizde önemli hız artışlarına neden olur. Küçük bir sıkıntı, sitenizin tüm ziyaretçileri CloudFlare'dan geliyor gibi görünmesidir. Bu nedenle, IP adreslerini doğru bir şekilde raporlamak için WordPress eklentilerini yüklemeniz gerekir.

9.4. WordPress veritabanı optimizasyonu

Veritabanları genellikle dağınık olabilir. Kayıtları sürekli olarak yazarak, güncelleyerek ve ek yük olarak geçici bitler biriktirir. Bu, veritabanınızın boyutunu astronomik olarak artırabilir ve genellikle kritik performansın yavaşlatılmasına veya tamamen kapanmaya neden olabilir.

Bu nedenle, optimize edilmiş veritabanı tablolarının tutulması çok tavsiye edilir. WP-DBManager bunu sizin için halledebilir ve veritabanı yedeklemeleri için iyi bir grafik arabirim sunar.

9.5. WordPress bakım yapma

Zaman geçtikçe, herhangi bir sistemde güvenlik açıkları ve kusurları kaçınılmaz olarak keşfedilir. Blogunuzu en yeni WordPress sürümüyle güncel tutarak saldırıya uğrama olasılığını azaltırsınız.

10. Son söz

Gördüğünüz gibi, WordPress ile blog yazmak hızlı kurulum paketini çalıştırmak ve yazmak kadar kolay değildir. Düşünecek çok şey var. Temalar, eklentiler, yedekler, spam ve daha fazlası.

Umarım bu rehber, kendi WordPress blogunuzu kullanmaya başlamak için ihtiyacınız olan tüm araçları size sağlar.

0
0
0
0
0
0
Yazıyı emoji ile değerlendir..

Yorumlar (0)

    Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapan siz olun!
Yorum Yaz

Spam kodu: captcha

Kapatmak için ESC tuşuna basın