Genel & Yaşam
Çocuk her zaman yaşadığı dünyayı kendi iç dünyası doğrultusunda yorumlamaktadır. Bizlerin anladığı şekilde ya da bizlerin gördüğü gibi görmesi özellikle bu yaşlarda yaşanılan kayıp süreçlerinde mümkün olmamaktadır. Bu durumda çocuğun yaşadığı iç bunalımı anlamak ve ona yaşadığı sürecin en az zarar verecek şekilde geçmesine yardımcı olabilmek her zaman ebeveynlerin en büyük görevleri arasında yer almaktadır.
Küçük çocukların yaşadıkları durumların altından tek başlarına kalkmaları genel olarak pek mümkün olmamaktadır. Çoğu zaman yaşadıkları zorluklardan ya da kayıplardan kendilerini suçlayan çocukların psikolojisi bizlerin düşündüğünden çok daha büyük olumsuzluklara neden olmakta ve bu iç bunalım ilerleyen yaşları da olumsuz etkileyebilmektedir.
Çocukların Ölümle Başa Çıkmasına Ne Şekilde Destek Olunmalıdır?
Çocuklara ölüm anlatılırken büyüklerin öncelikli olarak kurdukları cümleler oldukça önemlidir. Bu doğrultuda ölümü anlatırken onların kendilerinin ya da diğer sevdiklerinin de ölebileceğini anlatırken her zaman özenli cümleler kurulmalıdır. Ölümü anlatırken kurulan cümleler içerisinde; cennete gitti, bizi bir yerlerden izliyor gibi cümleler yerine onların akıllarına yer edecek daha belirgin anlayıp kendi iç dünyalarında bir isim verebilecekleri şekilde bir tanımlama sunmanız daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Yaşadığınız olay ne kadar zor ve içinden çıkılmaz olursa olsun tüm bunların geçeceğine dair bir şeyler söyleyerek karşınızda ki küçücük kalplerin biraz daha rahat bir şekilde nefes alabilmesine yardımcı olabilirsiniz. Ancak artık bu noktada yalnız değilsiniz. Tüm bu süreci daha profesyonel bir şekilde geride bırakarak çocuklarınızın yara almadan bu süreci geride bırakmasına yardımcı olabilirsiniz. Psikolog Hülya Zanbak’ın Çocuk Psikoloğu makalesinde ele aldığı noktalar destek almak isteyen ailelere rehber olacak nitelikte. Yazıda okuyucu aydınlatan şu bölümü alıntılayalım: “Çocuk için başvuruyu kimin yaptığı ve nedeni önemlidir. Bu başvurunun neden şimdi yapıldığını mutlaka belirlemek gerekir. Çocuk dahil tüm bireylerin yanıtlanmasını beklediği esas sorular ve ilişkiler nelerdir -bu araştırılmalıdır. Bazen aileler gerçekten çocuklarının sorunu ve tedavisi için yardım alırlar bazen ise çocuğun görünür sorununu kendileriyle ilgili sorunlarını çözmek için bir giriş bileti olarak kullanabilirler.” Dolayısıyla, sürecin tüm aileyi içine dahil eden bir olgu olduğunun gözden kaçmaması gerektiğini bir kere daha vurgulayalım.
Yaş Grubuna Bağlı Olarak Ölüm İfadesi Değişebilir
Çocuk yaş grubu içerisinde en az zorlanacağınız ve psikolojisi yönünden daha az zorluk çekeceğiniz 2 yaş grubunda ki çocuklardır. Genel olarak 2 yaşında ki çocuklar aldıkları ölüm haberlerinden pek etkilenmez ölümü bir bitiş ya da sonsuza kadar yok oluş gibi değerlendirmedikleri görülmektedir. Bu nedenle bu tür süreçlerde daha çok umursamaz davranmaları muhtemel bir davranış olarak gözlemlenebilmektedir.
Riskli yaş grubu olarak anabileceğimiz ve kesinlikle daha profesyonel yardıma ihtiyaç duyan yaş grubu 5 yaş altında ki çocuklar için geçerlidir. Çünkü bu dönemde ki çocuklar daha çok bu durumu anlamak ve kabullenmek istemeyip ısrarcı sorular ile ne yaşadıklarını biraz daha anlamaya çalışacaklardır. Bu nedenle onlara yaklaşımınıza her zaman dikkatli davranmalı ve bunu onları en az etkileyecek şekilde atlatmalarını sağlayacak biçimde anlatmayı başarabilmeniz oldukça önemlidir.
Ebeveynler için belki de en az zorlandıkları yaş grubu 7 yaş olacaktır. Çünkü bu yaş ve daha sonrası ölümün bir sonsuzluk olduğuna ve bunun önüne geçilemeyecek bir gerçek olduğunu diğer yaşlara göre daha iyi algılayabilmektedirler. Ancak yine bu yaş için en büyük sorun; bunun yalnızca başkalarının başına gelebileceği ve kendilerinin yaşamayacaklarına inanmak için gibi büyük bir direnç gösterdikleri görülebilecek sonuçlar arasındadır. Yaşadıkları durumu anlamak adına daha somut ibarelere ihtiyaç duyan bu yaş için ölen kişinin onları gördüğü ve öleni mutlu edebilmek adına mezar ya da mezar taşı gibi şeylerin görülmesi önemli şeyler arasında yer alabilecektir. Daha sonraki yaşlar için ergenlik sürecinin başlaması kaybı yaşayan kişi tarafından ölümün inkâr edilmesi gibi farklı tepkilerin oluşmasına neden olabilmektedir.
Çocukların En Çok Etkilendikleri Ölüm Hangisidir?
Çocukların yaşadıkları kayıplara verdikleri tepkiler o an ki yaş grubuna bağlı olacak şekilde değişkenlik gösterebilmektedir. Genel olarak aile bireylerinin kayıpları tüm çocuklar için çok büyük bir olumsuzluk oluşturmaktadır. Bu nedenle bu noktada Çocuk – Ergen alanında psikolojik desteklerin alınması sürecin daha sağlıklı bir şekilde geride kalmasını sağlayacaktır. Çocuklar yaşadıkları kayıplar ebeveynleri olduğu takdirde bizlerin düşündüğünden çok daha farklı düşüncelere dalabilmektedirler. Bunlar içerisinde; sevgi eksikliği yaşamak, aile planlamasında yeni bir düzenin oluşmasından korkmak, yani süreçte neler yaşayacağına dair paniğe kapılmak, farklı bir koruma içgüdüsü gibi birbirinden farklı etkiler gözlemlenebilmektedir. Genel olarak ağlama etkisinin daha sonralarda gözlemlendiği ve ilk aşamada ben ne olacağım gibi soruların ön plana çıktığı görülür. Ne kadar ertelemeye çalışırsa çalışsın gördüğü ya da duyduğu her türlü olay içerisinde bastırılmış duygular ön plana çıkabilmekte ve çocuk psikolojini oldukça kötü bir şekilde etkileyebilmektedir.
Çocuklar Ölümle Nasıl Başa Çıkar?
Ölüm duygusu her ne kadar çocuklar için zor desek de büyüklerinde bu durumu zor atlattığı reddedilemez bir gerçektir. Bu nedenle çocukların bu kayıplar ile başa çıkabilmesi tüm ebeveynler için çok daha önemli bir konu oluşturmaktadır. Her çocuğun ölüme karşı bakışı, tepkisi farklı olabilmekte ve her ölüm çocuklarda farklı bir sonuç oluşturabilmektedir. Bu nedenle her zaman ilk etapta daha uzak kişilerin ölümünü yaşamak bir nebze çocukların bu durumu ilerleyen süreçlerde daha iyi anlayabilmeleri konusunda yardımcı olabilecektir. Çünkü ilk etapta aile bireylerinin kaybı çocukların yerine koyamayacakları bir kayıp olduğu için altından kalkmaları zor bir durumu oluşturacaktır. Bu durum genel olarak daha sonra ki yaşlarda içe atılmış duyguların bir sonucu olarak psikolojik alanda sorun yaşanılmasına neden olabilecektir.
Çocuğa Ölüm Nasıl Anlatılmalıdır?
Ölüm kavramı ne kadar can sıkıcı ve soğuk bir kavram olursa olsun bunun çocuklara anlatılış şekli her zaman doğru bir şekilde ifade edilmelidir. Bu kavramı haddinden fazla yumuşatarak anlatmak alanında uzman kişiler tarafından yanlış olarak ifade edilmektedir. Doğru ifadelerin kullanılması ve her zaman seçilen kelimelerin özenli bir şekilde seçilip söylenmesi gerekmektedir. Çocuğa yanlış bilgi vermek her zaman ilerleyen süreçler için daha büyük sorunların oluşmasına neden olacaktır. Bu nedenle her zaman çocuğun tabii ki yaş grubu da dikkate alınarak o yaş için en doğru ifadeler kullanılarak ölümün doğası aktarılmalıdır. Unutulmamalıdır ki Çocuk ve genç psikolojisi önemli bir sorun olup özellikle küçük yaşların iç buhranı ilerleyen yaşları büyük oranda olumsuz etkilemektedir.
Çocukların aklı daha çok kalbi ile harekete geçer ve bu durumda kendi hissettikleri doğrultusunda durumu tanımlamasına izin vermek doğru değildir. Bunun oluşmaması için çocuklara ölüm ifadesi anlatılıp susmak yerine çocuğun bu konuda aklına takışan her şeyi sorması teşvik edilirse daha sağlıklı sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Çocukların Yas Sürecine Ebeveynlerin Görevleri Nelerdir?
Çocuklar ölüm ile ilk karşılaştıklarında her türlü duygularını bastırıp bir içe kapanma yaşamaktadırlar. Bu nedenle bu süreçte onlara yaklaşım oldukça önemlidir. Özellikle bu dönemde eğer çocuklar isterlerse cenazeye katılmalarına izin verilmeli ancak bu noktada istekleri dışında bir şeye zorlanmamaları oldukça önemlidir. Yaşadığınız kayıp ne kadar ağır olursa olsun çocuğunuz görmeden bu acıyı yaşamaya çalışmayın. Onların bazı zamanlarda sizlerin acısına şahit olması çocukların iç dünyasında bu durumu daha kolay normalleştirebilmelerine yardımcı olacaktır. Bu süre içerisinde ebeveynine daha yoğun bir şekilde bağlanma isteğinin oluşması normal karşılanmalı ve olabildiğince çocuğun yalnız kalmayacağı şekilde bir düzenin oluşturulması gerekecektir.